‘Karakol’ Kelimesinin Mayalarla Olan İlginç Bağlantısı
Daha önce “Mayalı Astronomlar Kopernik’ten 500 Yıl İlerideydi” başlıklı yazımızda Mayalar’ın astronomi çalışmaları yaptığından ve bunların Kopernik‘ten çok daha öncelere dayandığından bahsetmiştik.
Bu bilgilerin kaynağı, Mayalar’dan günümüze kalan ender eserlerden biri olan Dresden Kitabesi‘dir. Aynı kitabeden edinilen bilgiler, Mayalar’ın söz konusu astronomik gözlemlerini ‘Caracol‘ ya da bugünkü ismi ile ‘El Caracol‘ olarak bilinen gözlemevlerinden yaptıklarına işaret ediyor.
‘Caracol‘, söyleniş ve yapı bakımından Türkçe’deki ‘Karakol‘ kelimesini çağrıştırmaktadır. Bu durumun sadece bir tesadüf ve benzerlikten ibaret olup olmadığından emin değiliz. Ancak kelimenin köküne ilişkin küçük çaplı bir araştırma, bizleri ilginç sonuçlara sevk ediyor.
Karakol kelimesi, Türk Dil Kurumu tarafından ‘güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı‘ olarak tanımlanmaktadır. Kelime kökenlerine yer veren Etimoloji Türkçe isimli internet sitesine göre ise kelimenin kaynakları arasında şu ifadeler yer alıyor;
(Moğolca ‘Karagul‘: gözcü, nöbetçi)
(Moğolca ‘Kara‘: bakmak, gözlemek)
Ayrıca yine Etimoloji Türkçe isimli sayfadan şu bilgilere erişebiliyoruz; “Türkçe’de ‘kara’ fiili kaydedilmemiştir. Ancak eski Türkçe ‘karak (göz bebeği)’ biçimi, aynı kökün Türkçe’de de mevcut olabileceğini gösterir.“
Bahsetmekte olduğumuz Maya gözlemevi de Mayalar tarafından inşa edilen ve önemli keşiflerin yapıldığı, adı ‘caracol‘ olan bir yapı. Caracol, bugün Meksika‘nın Yukatan bölgesinde bulunuyor ve El – Caracol olarak geçiyor.
Orta Asya‘da kullanılan ve kökleri arasında göz, gözcü, gözlemek gibi anlamlar olan Karakol kelimesi ile benzerlik gösteren Caracol‘un bir Güney Amerika uygarlığı olan Mayalar’da karşımıza çıkması son derece şaşırtıcı.
Çünkü bilinen tarih; Amerika’nın keşfi konusunda bazı isimlerden bahsetmektedir ve bunların tümü Avrupalıdır. Kısaca değinmemiz gerekirse bazı kaynaklara göre Bjarni Herjólfsson 986 yılında Amerika‘yı ilk keşfeden kişidir. Leif Erikson ise Bjarni’den aldığı gemi ile daha sonra aynı keşfi yapmıştır. Kristof Kolomb da 15. Yüzyıl sonu ile 16. Yüzyıl başlarında Amerika’ya yaptığı seferlerle bilinmektedir. Bunlara bir de Amerigo Vespucci ismini ekleyebiliriz. Zira kıtaya ‘Amerika‘ isminin O’nun tarafından verildiği söylenmektedir. Bunlara ilişkin olarak daha detaylı yazılarımızı ileride Deniz Humması’nda bulabileceksiniz.
Fakat tüm bu bilgiler bizlere, bilinen tarihten ayrı olarak, ‘bilinenden öte‘ olaylar örgüsüyle bezeli farklı bir tarihin var olabileceğini göstermektedir. Zira bundan 15 sene önceki ilkokul mevzuatlarında Bjarni ya da Leif gibi isimlere rastlamanız mümkün değildi. Ancak bugün elde edilen bilgilere göre anlatılanlar da farklılaşmaktadır.
Yazımızda bahsettiğimiz kelime benzerliği bile, okyanus ötesi medeniyetler arasında çok daha öncelere dayanan ve bugün bilinmeyen ya da bilinmesi istenilmeyen bir iletişimin olabileceği fikrini doğurmaktadır. Ancak söylediğimiz gibi, bu iki kelime arasındaki benzerliğin bir tesadüften mi kaynaklandığı, yoksa bunlar arasında gerçekten bir bağ mı olduğu konusunda net bir bilgiye sahip değiliz.
Kaynak: TDK, Etimoloji Türkçe, Wikipedia.