Kişisel Bütünlük

Önemli Bir Karar Vermeden Önce Ne Yemelisiniz?

Önemli bir karar verecekseniz, bunu aç karnına yapmamaya özen gösterin. Hatta karar verme sürecinizi, beyninizi bazı yiyeceklerle daha berrak düşünmeye sevk edinceye kadar erteleyin.  Bu durum tıpkı aç karnına markete gitmeye benzeyebilir. Karnınız aç olduğu için rafta gördüğünüz her şey olduğundan 5 kat daha cazip görünür. Böylece gerekli gereksiz pek çok şeyi market arabanıza yükleyerek, kasada tahmininizden fazla ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz.

İskoçya Dundee Üniversitesi‘nde yapılan bir araştırmada yiyeceklerin, beynin karar verme mekanizmasına etkisi incelendi. Şurası bir gerçek ki, eğer açsanız size yapılan teklifleri net olarak değerlendiremeyip; kesinlikle daha azına razı oluyorsunuz.

Üniversitede yapılan araştırmada 50 denekle çalışıldı. Deneyde 1. Gün denekler bütün gün aç bırakıldılar ve verdikleri kararlar incelendi. Daha sonra normal öğünlerini tükettikleri 2. günün sonunda verdikleri kararlar kıyaslandı ve incelendi.

Deney sırasında araştırmacılar, deneklere yemek”, “para” ve “şarkı indirme hakkı” şeklinde üç farklı ödül sundular. Bu ödüllere karşı deneklerin kararlarını test eden araştırmacılar, insanların aç olduğu takdirde ileride daha büyük bir ödül almak yerine, daha küçük bir ödülü hemen almayı tercih ettiklerini saptadılar.

Deneklere, sunulan ödülü şimdi alabilecekleri ya da 3-5 gün beklemeyi kabul ederlerse ödülün iki katını alabilecekleri söylendi.  Karnı aç olan kişiler en fazla üç gün beklemeye razı olduklarını bildirdiler. Eğer süre uzayacak ise denekler ödülün iki katından vazgeçerek, yarısını hemen şimdi almayı tercih ettiler.

Açlık Beynin Çalışma Şeklini Olumsuz Etkiler

Açlık beyin çalışmasını sadece yiyecekler konusunda düşünürken etkilemez. Verilmesi gereken karar yiyeceklerden bağımsız olduğunda da etkilidir. İnsanlar aç ise ileride alınabilecek daha fazla ödül yerine, hemen alabileceklerini almaya daha meyilli oluyorlar.

Açlık insanların kararlarını ve tercihlerini doğrudan etkiliyor.

Beyninizi Hızlı ve Doğru Çalıştıracak Yiyeceklerle Besleyin

Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan bir başka çalışma, serotonin hormonunun karar verme konusunda etkili olduğunu gösteriyor. Vücudun serotonin oluşturmak için triptofan adlı bir amino asite ihtiyacı vardır. Triptofan sadece yiyeceklerden alınabilir. Triptofan eksikliği olduğunda serotonin üretimi yetersiz olur. Triptofan eksikliği, yani buna bağlı olarak serotonin eksikliği, insanları saldırgan ve dürtüsel olmaya yönlendirebilir.

Bu bilgilerin ışığında görülüyor ki, karar vermeden önce düzenli öğünler tüketmiş olmaya özen gösterilmelidir. Serotonin  hormonunun hammaddesi triptofan yemeklerle birlikte düzenli olarak vücuda alınmalıdır. Aksi takdirde serotonin oluşumunda yetersizlik olabilir. Bu da dürtüsel ve saldırgan davranışların artmasına yol açabilir. Davranışlarda direkt olarak saldırganlık olmasa da, serotonin eksikliği doğru karar verme aşamasında engel oluşturabilir.

Tam tersine iyi bir yemek yendiğinde huysuzluk ve agresif davranışlar önleniyor. Serotonin, insana kendini iyi hissettiren önemli bir hormondur. Eksikliğinde ise huysuz ve tuhaf davranışlar sergilendiği  görülür.

Daha sağlıklı kararlar için tüketmenizde yarar olan gıdalardan bazıları şunlardır;

  • Tavuk çorbası,
  • Çikolata,
  • Kırmızı et,
  • Süt,
  • Fındık,
  • Muz,
  • Ton balığı
  • Kabuklu deniz ürünleri,
  • Soyalı ürünler…

Büyük Bir Karar Almadan Önce…

Önemli kararlardan önce dolu bir mide kesinlikle çok daha iyidir. Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmada gün içinde bir öğün dahi atlatmanın, dikkatin azalmasına ve dürtüsel davranışların kontrolünde zorlanmaya yol açtığını ortaya çıkardı. Öğün atlanması, karar mekanizmalarını kontrol eden beyin kimyasallarında azalmaya yol açıyor.

Yapılan bir başka deneyde sağlıklı yetişkinlerde serotonin seviyesi değiştirilerek, serotoninin davranışlar üzerine etkisi gözlendi. Beyindeki serotonin hormonu ciddi seviyede azalmış denekler ile plasebo grubunun davranışları karşılaştırıldı. Bu amaçla bir oyun oynanması teklif edildi. Oyunda oyuncu yanındakine parayı kendi belirlediği oranda paylaşmayı teklif eder. Ortağı yapılan teklifi kabul ederse, her ikisine de para ödenir. Ortağı yapılan teklifi kabul etmezse, hiç kimseye ödeme yapılmaz.

Normalde insanlar paylaşma teklifi eşit olmazsa, kabul etmeme eğiliminde olurlar. Fakat bu durumda da oyunun kuralına göre hiçbir şey alamazlar. Bu deneyde, serotonin seviyesi azalmış gruptaki deneklerin teklifleri ret oranı  % 80’in üzerine çıktı.

Serotonin hormonu, insanların ruh hali üzerinde çok etkilidir. Biraz azalması dahi depresyona yol açarken, çok fazla salgılanması da aşırı yerinde duramama, öfori (*) gibi durumlara sebebiyet verir.

Serotonin hormonundaki yetersizlik, insanların; teklifler kendi yararlarına da olsa kabul etmemelerine yol açabiliyor. Özetle belirtmek gerekirse, serotonin agresif davranışları ve ani kararları önleyerek, dengede kalmanızı ve sağlıklı düşünmenizi sağlıyor. Kritik kararlar verileceği zaman bu durumun göz önünde tutulmasında yarar vardır.


(*) Öfori: Gerçek olamayan fazla fiziksel duygusal keyif hissidir ki, bu da patolojik bir durum olarak değerlendirilir. Öfori belirtileri adaptasyon zorluğu, paranoya, halüsinasyon, huzursuzluk ve kafa karışıklığı olabilir.