Theseus’un Gemisi ve Yeni Dünya
Sevgili okurlar, bugün sizlerle, hem olağanüstü mantıklı hem de aynı derecede çılgın bir düşünme biçimi oluşturacağız. Yalnız bunun için, öncelikle Theseus’un gemisi problemi nedir kısaca bahsedelim, zira kendisi felsefede çok çeşitli yorumlara sahip ünlü bir paradokstur.
Bu gemi Girit‘e çıktığı seferden zaferle dönüp, Atina‘ya demirlemiştir. Ancak zaman içinde tahtaları çürümüş, önemli bir anıt olduğu için yapılan bakımlarla parçaları değiştirilmiştir. Bir süre sonra, geminin tüm tahtaları yerine yenisini almıştır. O halde, parçaların hepsi değiştiğine göre, Thelseus’un gemisi hala aynı gemi midir? Aristo bu sorunun cevabına iki farklı şekilde yaklaşır. Bunlarda ilki, amaç özelliğidir. Geminin tahtaları değişse de amacı olan “Thelseus’u taşımak” değişmediğinden hala aynı gemidir. Öteki sebebiyse, şekil özelliğinin değişmemiş olması nedeni ile yine hala aynı gemidir. Dilerseniz paradoksla ilgili çok daha farklı yaklaşımları araştırabilirsiniz.
Gelgelelim asıl meselemize. Milyon yıl önce, hatta henüz insanlar ortalıkta yokken, var olan Dünya ile bugün üzerinde yaşadığımız Dünya aynı mıdır? Şekilci bir yaklaşımla inceleyecek olursak aynı diyebiliriz. Sonuçta Dünya’dan kopup giden veya eklenen bir parça yok. Ancak yüzyıllar boyu yaptığımız savaşlar, nükleer saldırılar, iklim değişiklikleri, artan sanayileşme, yeşil alanların azalması ve daha nicesi denkleme katılınca pek de aynıymış gibi görünmüyor. Burada hesaba katmak istediğim yeni bir veri var. Koronavirüs yüzünden insanlar ev karantinasında kaldığı süreç boyunca, pek çok bölgeden hava kirliliğinin azaldığına dair haberler geldi. Hiç şüphesiz, karantina uzadıkça doğa kendini yenilemeye devam edecektir. O halde, yaptığımız şeyler geri alınabilir konuma geldiğine göre; Dünya hakikaten de değişmemiş olabilir mi? Yine bu şekilde düşünecek olursak, Thelseus’un gemisine aynı çürük tahtalar geri takılabileceğine göre, o da aynı gemi mi?
Buradan, maddelerin iyi ya da kötü değişimlerle benliklerinin o ilk halini her zaman taşıdığı sonucuna ulaşabilir miyiz? Eğer Aristo’nun mantığı ile bakacak olursak ve yeryüzünün amacının insanları taşımak olduğunu düşünülürse ve bu da değişmediğine göre, Dünya hala elli yıl öncekiyle aynıdır. Yine de siz bu yazıyı okurken ve ben de yazarken, yüreğimin içinde sönük bir ses, bunun mümkün olmadığını söylüyor. O zaman da akılcı düşünmekten uzaklaşıp, hiçbir şeyin bir sonraki an ile aynı olmadığına inanıyorum. Peki bu ses, sizde de olduğunu düşündüğüm bu yabani ses, gerçekliğini doğallığından mı alıyor yoksa düpedüz bir palavra mı?
Açıkçası, işin içine Dünya katılınca, paradoks iyice çıkmaz bir hâl aldı denilebilir. Yazımı burada noktalarken, sizlere ufak bir soru bırakmak istiyorum. Söz gelimi, dün sağlıklı bir vücuda sahipken bugün basit sayılabilecek bir rahatsızlık olan reflünüz olduğunu öğrendiniz. Siz hala aynı insan mısınız? Eğer bu rahatsızlık tedavi edilseydi, en baştaki sağlıklı halinizle aynı mı olurdunuz?