Edebi EserlerEdebiyat

Gabriel Garcia Marquez’den Sarsıcı Bir Roman: Benim Hüzünlü Orospularım

İncelenen Eser : Benim Hüzünlü Orospularım
Yazar : Gabriel Garcia Marquez
Yayınevi : Can Yayınları
Çeviri : İnci Kut
Yorum : Eftelya Akdeniz

Başlarken; benim merak ettiğimden daha fazla merakı ve güzel sözleri hak eden, çokça duygu yüküyle dolu bir kitap olduğunu söylemek istiyorum. O kadar yoğun ve akıcı bir kitaptı ki okurken ne ara bittiği anlaşılamayan, canlılıkla dolu yolculuğa adımlarımı atmış bulundum.

Marquez’den okuduğum ikinci kitap olmakla beraber, hayata bakış açımı epey değiştiren bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Yaşayış tarzını gizli tutan yaşlı gazeteci kahramanımız, 90. yaşında hiç olmayacak bir dileğin peşine düşer. Genelev patroniçesiyle irtibata geçip bakire bir kızla beraber olmak isteyen yaşlı adam, bu arzusu için genelev patroniçesini sıkıştırır. Sonunda yaşlı adamın isteğine uygun birisini bulan patroniçe, adamla kızı aynı odaya getirdiğinde yaşlı adam; karşısında yeni doğmuş bebek çıplaklığında, uyutulmuş, küçük ve esmer “Delgadina” dediği kıza sadece bakmakla yetinmiştir.

Ömrünün son zamanlarında aşkı bulduğunu düşünen ihtiyar, torunu yaşındaki bu kızla beraber olmaktansa, aşkını bu küçük uyuyan güzele bakarak sürdürmeyi yeğler.

İlk bakışta çok çirkin bir konusu olsa da; adamın yaşamı ve çektiği zorluklar, dönem topluluğunun yeraltı yaşamını bize göstermiş ve medya konusunda da o dönem süregelmiş yolsuzlukları gözler önüne sermiştir.

Aşkın gücüyle, ayakta duracak vakti az da olsa bulabilen bu ilginç adamın öyküsünün sizi derin anlatımıyla tarihsel doygunluğa ulaştırabileceğini düşünüyorum. Eserin bu yönüyle başlı başına kaynak kitaplardan birisi olduğunu söylememiz mümkün.

Okuyun efendim. Teşekkürler…

Eserden Alıntılar

“Kızın beni Tanrı’nın dünyaya yolladığı gibi beklemesini istiyorum, suratında boya moya olmasın.” Gırtlaktan çıkan bir sesle güldü. “Dediğin gibi olsun,” dedi. “Ama onu kat kat soyma zevkini kaçırıyorsun, neden bilmem ihtiyarların pek hoşuna gider öylesi.” “Nedenini ben biliyorum,” dedim, “Gittikçe büsbütün ihtiyarlıyorlar da ondan.” – (Syf.49 – 56.Basım 2020)

Yakasında canlı bir orkideyle her zaman spor ceket giyer, her giydiğini sanki doğal yapısının bir parçasıymış gibi yakıştırırdı, ama ondaki her şey, sokaktaki iklim için değil, bürosundaki ilkbahar için yapılmıştı sanki. – (Syf.45 – 1.Basım 2020)