Algernon’a Çiçekler – Daniel Keyes
Kitabın Adı: Algernon’a Çiçekler
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Yayın Yılı: 1966
Sayfa Sayısı: 325
Çeviren: Handan Ünlü Haktanır
Hakkında herhangi bir bilgim olmadan, sadece arka kapak yazısını okuyarak aldığım kitaplardan biri Algernon’a Çiçekler. Ancak okuduğum esnada ve bitirdiğimde almış olduğum dersler inanılmazdı. İnsanın içine işleyen, duygusal, oldukça gerçek bir yapıt. Alıp götürüyor sanki sizi. Kimi, nerelere götürür bilemem ama şahsım adına bu kitabı bitirdiğimde davranışlarımı sorgulama ihtiyacı hissettim. Düşünmeden söylediğiniz bir söz bile incitebilirken insanı, kasıtlı yapılmış davranışların etkisini düşünemiyorum. Kısacası, Algernon’a Çiçekler, insana insanlığını sorgulatan kitaplardan biri.
Eflatun‘un Devlet adlı eserinden bir bölüm ile başlıyor. Bu bölümü çok beğendiğim ve romanla bağdaştırdığım için sizlerle paylaşmak istiyorum.
‘’Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır. Bu, beden gözü için olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir. Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıflamış bir kişiyle karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır: Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğinde karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir? Bunların ilki mutlu olunacak ve beğenilecek, ikincisi ise acınacak bir durumdur, zira karanlığı yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer ama karanlıktan aydınlığa geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir.’’
Romanı bitirdikten sonra bu cümlelerin manasını çok daha iyi kavrayacağınıza eminim. Peki nedir romanımızın konusu? Kısaca bahsetmek istiyorum.
Charlie Gordon, 32 yaşında, bir fırında çalışan, oldukça düşük IQ seviyesine sahip bir insandır. Tek hayali bir gün çok zeki olmaktır ve bu uğurda sonucunun ne olacağı belli olmayan bir deneye katılmayı kabul etmiştir. Profesörler, onun gibi insanları daha zeki hale getireceklerini düşündükleri bir deney ve ameliyat planlarlar. Charlie her gün ilerleme raporları yazmaktadır. Önceleri bu raporlarda çok fazla imla hataları varken zaman içerisinde büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Geçirmiş olduğu ameliyatla birlikte de gün be gün zekileşmektedir. Aynı zamanda Algernon adı verilen fare de bu ameliyatı geçirmiş ve zekası üç katına çıkarılmıştır. Charlie ile Algernon çok yakın iki arkadaş olmuşlardır. Charlie, zamanla Algernon’u da yenmiş ve profesörlerden daha zeki bir insan haline gelmiştir. Hızla problemler çözmekte ve birçok yabancı dil öğrenmektedir. Bu süreçte öğretmeni Alice‘e aşık olmuştur. Artık geçmişe dair birçok şeyi hatırlamakta, arkadaşları tarafından sevildiğini zannettiği günlerde aslında onunla nasıl dalga geçildiğini bilmektedir. Charlie artık çok zekidir ama bir o kadar da yalnızdır. Onun için eski mutlu günler geride kalmıştır.
Sonrasında neler olduğunu öğrenmek için bu kitabı mutlaka okumalısınız. Romanın akışı hiç de sandığınız gibi ilerlemiyor ve merakla çeviriyorsunuz sayfaları. Ben bu kitabı okurken hem yüzüm güldü, hem göz yaşları döktüm. Ve aslında bu bir bilim kurgu kitabıymış. Okurken bunu hissetmeseniz de öyle olduğu aşikar. Ancak ben böylesi duygusal bir bilim kurgu daha önce hiç okumadım. 🙂 Sevdiğim diğer bir nokta da kitabın Charlie’nin günlüklerinden oluşması. Onun dilinden hikayeye tanık olmak çok daha anlamlıydı.
Kitap ilk olarak 1968 yılında Charly adıyla sinemaya uyarlanmış. ABD yapımı filmin IMDb puanı 7,1.
Kitabın 2015 Japon yapımı kısa bir dizisi de mevcut. Ancak öncelikle kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
Arka Kapak:
”Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir.
Ameliyattan sonra, Charlie’nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. İlk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır…
Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon’da ani bir gerileme baş gösterene kadar… Acaba Charlie’de de aynı gerileme olacak mıydı?”
Keyifli okumalar dilerim.