Serumen olarak da bilinen kulak kiri; tüm memeli hayvanlar gibi insanda da üretilen, doğal bir kimyasaldır. Türkçe’deki isminden de anlaşılabileceği gibi, kirli olduğuna dair yaygın halk kanısının aksine, kulaklarımızın temiz kalabilmesinin temel nedenidir. İngilizce karşılığı “kulak mumu” veya “kulak ağdası” olarak da bilinir.
Bu oluşumun kir olarak aklımızda kalmaması ve kulağımız için ne kadar önem arz ettiğini belirmek amacıyla yazılan bu yazıda ona “kulak kiri” diyecek olsak da, aslında “kir” olmadığının anlaşılması önemlidir. Çünkü bu yapı, içeriği sayesinde tozu, kalıntıları ve şampuan gibi diğer maddeleri filtreler ve kulak kanalımızın enfekte olmasını önler.
Kulak kanalı, en basit tabiriyle bir “çıkmaz sokak“tır. Bu nedenle vücudumuzun geri kalanının aksine, buradaki deri soyulduğu ve döküldüğü zaman, dökülen deri parçaları çıkacak yer bulamazlar. Evrimsel süreçte kulak kiri olarak bilinen bu yapı, dökülen bu deri parçalarından ve dış maddelerden kurtulmak için faydalı bir çözüm olarak gelişmiştir.
Kulak kanalımız içerisindeki sebase/yağlı ve kureminöz bezler tarafından üretilen kulak kiri, uzun zincirli doymuş ve doymamış yağlar, alkoller, skualen ve kolesterol gibi kimyasalları içeren bir yapıdır. Kesin yapısı kişiden kişiye farklılık gösterir ve diyete, etnik kökene, yaşa ve çevreye göre de değişebilir.
Kulak kirinin, kulağın sağlıklı işleyebilmesi için önemli bir rolü vardır ve bu sebeple ondan kurtulmaya çalışmak bir hatadır. Kulaklarımız kendi kendilerini temizleyebilen bir yapıdadırlar ve dolayısıyla bizlerin onları temizlemek için ekstra bir çaba harcamamız gereksizdir ve hatta neredeyse her zaman zararlıdır.
Kulak kirinin çalışmasını bozan bir diğer sebep ise, kulağa dışarıdan müdahale etmektir. Örneğin dışarından “kulak temizleme çöpü” gibi sopalar kulağa sokulduğunda, aslında kulak temizlenmemektedir; tam tersine, kulak kiri, kulak kanalının daha derinlerine itilmektedir ve orada hapsedilmektedir. Normalde kulak, bu itilmiş kulak kirini de bir süre sonra dışarı atmayı başarabilir. Ancak eğer ki bunu yapamazsa, yıllar içerisinde kir derinlerde birikerek kulak sorunlarına neden olmaya başlayacaktır.
Kulağı temizlemeye yönelik yapacağınız neredeyse her girişim, kulağın düzgün çalışmasını olumsuz etkileyecektir. Fakat bugüne kadar kulak temizleyicilerine yönelik 1000 civarında patentin alınmış olması, bu konuda yoğun bir talep olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki insanlar, kulak kirinin temizlenmesi gereken bir olgu olduğuna fazlasıyla ikna olmuşlardır ve aksi yöndeki gerçekleri inatla reddederler. Bu, kültürel evrimle biyolojik evrimin çatışmasının en net ve sert örneklerinden birisidir. Her yıl sadece ABD’de ortalama 150 kişi, kulağını temizleme sırasında kulak zarını delerek hastanelere kaldırılmaktadır. Bu delinmeler çok nadiren kendiliğinden iyileşmektedir; ancak neredeyse her zaman kalıcı sağırlığa ya da işitme kaybına neden olmaktadır.
Her ne kadar kulak kiri kültürlerimiz gereği bize iğrenç geliyor olsa da, vücudumuzun doğal bir parçasıdır. Tıpkı terimiz, gazımız, idrarımız, dışkımız gibi… İlla kulak temizliği yapmak istiyorsanız; sadece kulak kepçesini temizlemenizi ve kanala hiçbir cismi sokmamanızı tavsiye ederiz.