BilgisayarBilim - TeknolojiNaunet'in Günlüğü

Neden ‘Dislike’ Butonu Yok?

Facebook’un ünlü ‘like’ butonuna, geçtiğimiz günlerde ‘reactions’ adı verilen beş adet yeni durum belirteci eşlik etmeye başladı. Kahkaha atmaktan, kızgınlık belirtmeye kadar uzanan bir yelpazeyi kapsayan bu beş buton, Facebook’un yıllardır gerçekleştirdiği en büyük yenilik olarak karşımızda.

Ancak dikkat edileceği üzere bunların arasında da ‘dislike’, yani ‘beğenmedim’ butonu yok. Daha öncesinde de Facebook’ta sadece ‘beğen’ butonu yer alırken, bunun aksini bildiren bir butona yer verilmemekteydi. Son güncelleme ile de Facebook’un bu tutumu değişmedi.

Reactions2

‘Beğen’ butonunun yetersizliği, Facebook yönetiminde uzun süredir konuşulmaktaydı ve bu konu sık sık sosyal medyaya da yansıyordu. Örneğin bir ölüm olayının duyurulmasında, insanları bu haberi ‘beğenmeye’ zorlamanın, temel anlamda duyguları tam olarak ifade etmediği biliniyordu. Yine benzer şekilde kötü bir haber karşısında ‘beğen’ butonundan başka seçeneğin bulunmaması, ciddi bir eksiklik olarak göze batıyordu.

Ancak bu sorunu çözmek amacıyla getirilen ‘reactions’ güncellemesinde de ‘beğen’ butonunun karşıtı bir ifade yer almamaktadır. Bunun altında yatan neden ise Facebook’un, konuya ilişkin bakış açısından kaynaklanıyor. Zira Facebook yönetimini ‘beğen’ butonuna beş adet yeni ifade eklemeye iten şey, insanların duygularını daha rahat belirtmesini sağlamak iken ‘beğenmeme’ butonunun konulmayışı da aynı nedene dayanmaktadır.

Ara Kesit 23

‘Beğen’ ve ‘beğenme’ kavramlarının, günlük bir buçuk milyar kullanıcı olan bir site için çok basit kaçacağını söyleyen Facebook ürün tasarımcısı Geoff Teehan, “gerçek hayattaki durum düşünüldüğünde sadece ‘beğen’ ve ‘beğenme’den ibaret bir dünyada yaşamadığımızı” söylüyor.

Her ne kadar Facebook, yeni güncelleme ile ‘beğenmeme’ butonunun getirilmeyişini bu şekilde açıklasa da yıllar önce yine aynı konu gündeme geldiğinde Facebook’un ‘dislike’ butonu ile ilgili olarak; ‘insanların paylaşım yaparken korkuya kapılmasını istemedikleri’ gerekçesini dile getirdiğini unutmamak gerekir. Çünkü bugün de söz edilen özelliğin getirilmeyişinin, Geoff Teehan’ın ileri sürdüklerinden ziyade, geçmişte de bahsedilen ‘kullanıcı paylaşımının azalması’ ihtimali olduğu veya en azından bu düşüncenin, konuda ciddi yer kapladığı açıktır.