Lucifer’daki Cehennem Tasviri
DC’nin aynı isimli çizgi romanından uyarlanan Lucifer, 2016 yılında yayın hayatına Fox‘da başladı. Genel olarak çizgi romanın birebir bir uyarlaması değil. Dizi çizgi romanın polisiyeyle harmanlanmış bir hali.
Kısaca dizinin konusu ise şöyle; Cehennemin Lordu Lucifer cehennemden dünyaya Los Angeles‘a gelir yerleşir, burada çok büyük bir gece kulübünün sahipliğini yaparken yolu cinayet masası dedektifi Chloe Decker ile kesişir. Bir yandan cinayet masasına danışmanlık yaparken bir yandan da öteki dünyadan gelen ziyaretçileriyle uğraşır.
Benim asıl değinmek istediğim nokta 2. sezon 13. bölümdeki cehennem tasviri. Birçok inanışta ve dinde cehennem alevli ve çeşitli fiziksel işkencelerin görüldüğü yer olarak tasvir edilirken Lucifer dizisinde olay fiziksel işkence boyutunda değil psikolojik boyutta ele alınmış. Ölen kişi cehenneme gittiğinde sonsuz bir ızdıraba düşer ve bu ızdırap hayatta en çok korktuğu, yanlış anlaşıldığı, hayatı kendisine zindan eden anı tekrar tekrar yaşamasıdır. Düşünün; hayatınızda yanlış anlaşıldığınız ve bunun sonucunda çevrenizdekilerden çok ağır tepkiler aldığınız size hayatı zindan eden o anı sonsuza kadar yaşıyorsunuz.
Filmlerdeki, kitaplardaki, dizilerdeki basmakalıp cehennem tasvirlerinden sonra bu konuyu daha farklı bir şekilde ele alması beni özellikle dizinin içine iyice çekti.